HMPV’nin bazı risk gruplarında bronşit veya zatürreye dönüşebileceği uyarısı

Prof. Dr. Nedime Serakıncı: HMPV Diğer Solunum Yolu Hastalıklarından Daha Riskli Olabilir

Tıbbi Biyoloji ve Genetik Uzmanı Prof. Dr. Nedime Serakıncı, 24 yıldır bilinen metapnömovirüsün (HMPV) diğer solunum yolu hastalıklarından daha fazla bronşit veya zatürreye dönüşebileceği konusunda uyarılarda bulundu. Bu sebeple risk gruplarını daha fazla etkileyebilen bir enfeksiyon olduğunu belirtti.

Nobel ödüllü Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar’ın manevi kızı olan ve KKTC Cumhurbaşkanlığı Sağlık Danışmanı olan Nedime Serakıncı, HMPV, domuz gribi, Covid-19 salgınının son durumu ve grip vakalarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

20’den fazla virüs türünün akut üst ve alt solunum yolu enfeksiyonuna neden olabileceğini belirten Serakıncı, kış döneminde influenza virüs tip A ve B (INF A/B), Respiratuar Sinsityal Virüs (RSV), Adenovirüs (ADV), Parainfluenza Virüs Tip 1-3 (PIV 1,2,3,4), Human Rhinovirus A/B (HRV A/B), Enterovirüs (EV), Human koronavirüs (HCoV), Human bocavirüs (HBoV), HMPV gibi virüslerle daha sık karşılaşıldığını ifade etti.

Metapnömovirüsün Çin’de görülme sıklığının arttığını belirten Serakıncı, belirtilerinin öksürük, burun tıkanıklığı, nefes darlığı, hırıltı ve ateş şeklinde olduğunu söyledi.

HMPV’nin yeni bir virüs olarak algılanmasına rağmen aslında 2001’den beri bilindiğini vurgulayan Serakıncı, virüsün genellikle kendi kendine iyileşebilen bir tür olduğunu ancak risk gurubunda yer alan bazı kişilerde tedavi gerektirebileceğini belirtti.

HMPV’nin damlacık yoluyla bulaştığını vurgulayan Serakıncı, virüsün öksürme, hapşırma, direkt temas ve virüs bulunan yüzeylere dokunma yoluyla yayılabileceğini ifade etti. Diğer solunum yolu virüslerinden biraz daha fazla bronşit veya zatürreye dönüşebilen bir enfeksiyon olduğunu söyledi.

Domuz gribi Ve Covid-19 Durumu

İnfluenza A’nın bir alt türü olan domuz gribinin hala görüldüğünü belirten Serakıncı, her birkaç yılda bir görülme oranının artabileceğini ve kazanılan bağışıklık sayesinde bir süre sonra azalabileceğini söyledi. Ayrıca, Covid-19’un mevsimsel virüsler arasına girdiğini ve influenza virüsü gibi seyrettiğini belirtti.

Ancak, Covid-19’un yeniden salgın olma durumunun olmadığını, genel durumunun ölüm oranlarına bakıldığında influenza ile benzerlik gösterdiğini ifade etti.

Önlemler ve Maske Kullanımı

Serakıncı, hijyen kurallarına ve kapalı alanların havalandırılmasına dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayarak, özellikle çocuklara hastalık belirtileri durumunda maske kullanımına dikkat etmeleri gerektiğini söyledi. Okulların açılmasıyla birlikte solunum yolu enfeksiyonlarının artabileceğine ve özellikle çocukların bu virüsleri ailelerine bulaştırma olasılığının yüksek olduğuna değindi.

Öksürme, hapşırma sırasında ağız kapatmanın önemine ve maske kullanımının gerekliliğine değinen Serakıncı, bu tür önlemlerin alınmasıyla enfeksiyonun yayılmasının önüne geçilebileceğini belirtti.

Related Posts

Bir tutamı bile yüzdeki istenmeyen tüy ve kılları yok ediyor… Cildiniz ışıl ışıl parlıyor

Kimyasal ürünlere veya pahalı lazer seanslarına gerek kalmadan, doğal malzemelerle istenmeyen tüylerden kurtulmak mümkün. İşte evde kolayca hazırlanabilecek iki pratik tarif…

Saçları daha gür ve kalın yapıyor: Günde bu kuruyemişten 2 tane yemek bile yetiyor

Uzmanlar, beslenme alışkanlıklarının saç sağlığı üzerinde doğrudan etkili olduğunu açıkladı. Özellikle yaz aylarından itibaren uygulanacak doğru beslenme programı ile kış aylarında daha kalın, güçlü ve sağlıklı saçlara sahip olmak mümkün.

Sürekli şişkin misiniz?

Gaz, şişkinlik, kramp, kabızlık, ishal… Bunlar yalnızca sindirim sistemiyle ilgili değil. Bazen yediğiniz şey değil, yediğinizi parçalayanlar sorumludur: Bağırsak bakterileri. Doğru beslenseniz bile “su bile şişiriyor” hissi geçmiyorsa, sorun sizin değil içinizdeki mikroskobik kalabalığın dengesi olabilir. İşte “disbiyoz” denen durum tam da bu.

Diyetisyenden ezber bozan uyarı: Sağlığa en zararlı 3 süt ürünü, asla tüketmeyin!

Fermente süt ürünlerinin, içerdikleri faydalı bakteriler sayesinde sağlıklı bir beslenme düzeninin vazgeçilmezi olduğu yaygın bir kanıdır. Ancak uzmanlar, bu ürünlerin hepsinin masum olmadığı konusunda uyarıyor.

‘Yumurtalık rezervinde azalma genç kadınlarda da artıyor’

Yumurtalık rezervi kadının doğurganlık kapasitesini belirleyen en önemli faktörlerden biri olarak kabul ediliyor. Yaşla birlikte azalması beklenen yumurtalık rezervinin, özellikle son yıllarda 20 yaşlardaki kadınlarda da gözlendiğine işaret eden Kadın Hastalıkları Doğum, Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Zeki Salar, erken dönemde fark edilmeyen bu durumun hem doğurganlık kaybına hem de erken menopoza yol açabileceği uyarısında bulundu.

‘Artık kalp, damar hastalıkları daha fazla insanı hayattan koparıyor’

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’deki her 100 ölümden 36’sı dolaşım sistemi hastalıklarından kaynaklanıyor. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Fethi Kılıçaslan, “Artık kanser değil, kalp damar hastalıkları daha fazla insanı hayattan koparıyor. Koroner arter hastalığı, kalbi besleyen damarlarda gelişen sertlik ve tıkanıklıkla ortaya çıkıyor” dedi.