Huawei, Nikkei Asia’nın raporuna göre, ABD ve Kanada’daki kamu ve hükümet ilişkileri ekiplerini önemli ölçüde küçülttü. Bu adım, Trump yönetimi tarafından Huawei’nin telekomünikasyon ve IT ekipmanlarına ilişkin ulusal güvenlik endişeleri nedeniyle beş yıl önce uygulanan ABD yaptırımlarının ardından geldi.
Başlangıçta, Huawei bu yaptırımlara karşı Kuzey Amerika’daki kamu ve hükümet ilişkileri çabalarını artırarak politika yapıcılar arasındaki olumsuz algıları değiştirmeye çalıştı. Ancak Nikkei Asia’nın belirttiğine göre, şirket bu ekipleri son zamanlarda küçülttü ve birkaç çalışanı, aralarında on yılını dolduran bazıları da dahil olmak üzere işten çıkardı. Bu durum, Huawei’nin ABD politikasını değiştirme umutlarının azaldığını gösteriyor. Şirket şimdi dikkatini başka pazarlara, özellikle ana vatanı Çin’e çeviriyor.
Huawei’nin ABD politikasını etkileme çabaları, 2021’de deneyimli lobiciler Tony Podesta ve üç lobi firmasını işe almasını içeriyordu. Ekip, aynı zamanda Huawei’nin baş finansal sorumlusu Wanzhou Meng’in serbest bırakılmasında da rol oynadı. Meng, ABD makamlarının talebi üzerine Kanada’da tutuklanmıştı.
Huawei, ABD ile devam eden gerilimler nedeniyle Kuzey Amerika’daki varlığını küçülttü
Meng’in Çin’e dönmesi ve hakkındaki hukuki sürecin sona ermesiyle birlikte, Huawei ABD ile sınırlı etkileşimi kabullenmiş gibi görünüyor. Şirket, The Register’ın raporuna göre, 2024’te büyüme için veri merkezi altyapı işine odaklanıyor. Ayrıca, Huawei Avrupa dışındaki pazarlarda telekomünikasyon ekipmanları için pazarlar bulmaya devam ediyor. Örneğin, Malezya gibi ülkeler bu ekipmanlara ilgi gösteriyor.
Huawei, Çin’de Mate 60 Pro akıllı telefonu ile büyük bir başarı elde etti. 2023’ün üçüncü çeyreğinde Çin’in en hızlı büyüyen akıllı telefon markası haline gelen Huawei, bu başarısıyla Apple’ın premium akıllı telefon segmentindeki hakimiyetine meydan okuyor.
Mate 60 Pro, piyasaya sürüldüğünde, Huawei gibi Çinli şirketlerin başarabileceği şüphe edilen 7nm yonga setiyle dikkat çekti.